Tüm Türkiye Mülteci Sorununa Kesin Çözümü aramakta. Son 10 yılda Ortadoğu ülkelerinde yaşanan karışıklıklar ile ülkemizde büyük bir mülteci sorunu başlamış durumda. Özellikle 2014 yılından itibaren Suriye Ülkesinde yaşanan iç savaş neticesiyle halk başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Suriye halkı en çok Lübnan ve Türkiye ülkelerini tercih etti. Bunun en büyük sebebi ise bu iki ülkenin sınır komşusu olmasıydı. Tabi ülkemize gelen Suriyelilerin büyük bir kısmını ise maddi durumu olanak vermediği için zorunlu göç yapan kesim oluşturuyor. Suriye'de yaşayan varlıklı kesim ise Avrupa ülkelerine yasal yollardan giriş yaptı.
Suriyeli mülteci akının akabinde Afganistan ve Afrika ülkelerinden de yoğun bir mülteci dalgası Türkiye'ye gelmeye başladı. Peki bu durumun sebebi neydi? Bu yazımızda ülkemizde yaşayan mültecilerin amaçlarını, ne şekilde geri döneceklerini ve mülteci sorununa kesin çözümü sizler için açıklıyoruz.
Ülkemizde Yaşayan Mülteci Nüfusu Nedir?
Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirmek istiyorsak öncelikle ülkede yaşayan mülteci nüfusunu ve dağılımını net bir şekilde belirlemek gerekmektedir. Ülkemizde birden fazla milletten milyonlarca mülteci ve yabancı bulunmakta. Açıklanan son verilere göre yalnızca 6 Milyon Suriyeli mülteci ülkemizde yaşamakta. Bunun haricinde beş yüz bine yakın Afgan mülteci de Taliban'dan kaçarak ülkemize yerleşmiş durumda.
Türkiye'de yaşayan diğer mültecileri ise Irak, İran, Libya ve Afrika Kıtası Ülkelerinin vatandaşları oluşturuyor. Tabi bu veriler ülkede kaydı bulunan yabancıların verileri. Başka bir şekilde anlatmak gerekirse; Ülkemize göç eden mülteciler İl Göç İdareleri tarafından tutulan bir geçici sicile kayıt edilmekte. Bu kaydın akabinde mültecilere Geçici Kimlik Koruma belgeleri verilmekte. İl Göç İdarelerinin ve İçişleri Bakanlığının burada güttüğü amaç ise mültecileri kayıt altına almak.
Tabi bunun yanında kayıt altında olmayan ve ülkemizde olup olmadıkları bilinmeyen düzensiz göçmenler de mevcut. Bu göçmenlerle birlikte Türkiye'nin farklı milletlerden yaklaşık 10 milyon mülteciye ev sahipliği yaptığı düşünülüyor.
Ülkemize Gelen Mültecilerin Amacı Nedir?
Öncelikle Suriye'den başlayalım. Bilindiği üzere Amerika'nın da etkisiyle bütün Ortadoğu'da Arap Baharı başladı. Arap Baharı'nda ki amaç uzun yıllardır ülkelerinde iktidarı kimseye kaptırmamış ve bir nevi diktatör olmuş devlet başkanlarını devirerek ülkeleri demokratik bir hale getirmekti. Ancak tabi bu nükleer bombaları bahane ederek Amerika'nın Irak'a girmesi ile benzer bir durumdu. Yani Amerika bir nevi kendini geri planda bırakarak savaş politikasını devam ettirdi ve Ortadoğu'da sıcak Rusya ile arasında ise soğuk savaş başlattı.
Arap Baharı son olarak 2011 yılında Suriye'ye sıçradı. Halk ayaklandı ve mevcut devlet başkanı Beşar Esad yönetimini devirmek için eylemler yapmaya başladı. Bu durum Esad'ın direnmesi ile kısa sürede bir iç savaşa evrildi ve halkın büyük bir kesimi ölüme karşı karşıya kaldı. Savaşçı militanların topraklarını ele geçirip halka saldırması nedeniyle halk göç etmeye başladı. Ancak Suriye de göç etmek istemeyen ve topraklarında kalmak için inatçı olan bir kesimde bulunuyordu. Bu kesim ise İŞİD'in Irak'tan sonra Suriye'nin de doğru kısmını ele geçirmesiyle daha fazla direnemedi ve Türkiye'ye doğru yola koyuldu. Esasen bölgede ki terör gruplarının ortak bir işbirliği ile temizlenmesi Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirecek önemli bir kriterdir.
Peki ülkemize gelen mültecilerin amacı nedir? Aslında temel amaç hayatta kalmak. Savaş bölgesinden kaçarak gelen çok yoğun bir kesim var. Yalnızca bu saik ile gelen kesim savaşın son bulması ve bölgenin tekrardan istikrara kavuşması ile ülkelerine döneceklerdir.
Bir diğer amaç ise maddi sıkıntılar. Suriye ülkesinde savaş ekonomiyi yerle bir etti. Daha iyi anlamanız açısından ülkemiz ekonomisine göre kıyas yapalım. Şu an ülkenin mustarip olduğu enflasyon hepimizin malumu. Suriye'de bu durumun yaklaşık 100 kat daha ağırı yaşandı. Lüks segment ürünler bulunamaz hale geldi. Temel ihtiyaç malzemelerinde fiyatlar fahiş oranlarda arttı. Bir somon ekmek kıyasen 50 TL seviyesine çıktı. Bu da zaten fakir olan halkın ülkede yaşayamaz hale gelmesine neden oldu. Bu sebepten dolayı göç başladı. O zamanlar Türkiye ekonomisinin iyi ve istikrarlı bir görünüm çizmesi rotanın belirlenmesinde rol oynadı.
Son husus ise kültür ve din. Bir çok Suriyeli mülteci Avrupa ülkelerine gittikten sonra tekrar Türkiye'ye dönmekte. Kendilerine sebebini sorduğumuzda kültürleri bize göre çok farklı ve Müslüman bir toplum değiller cevabını alıyoruz. Avrupa ülkelerinin özgürlükçü ve laik bir yapıda olması şeriata yakın düzende yaşamış Suriyeliler için ciddi uyum sorunlarına yol açıyor. Bu sebepten Müslüman toplumun ağırlıkta olduğu Türkiye'yi tercih ediyorlar.
Afgan mülteciler için de durum hemen hemen aynı. Fakat tek fark Afgan mültecilerin bir seçim şansının olmaması. Avrupa ülkeleri Suriyeli mültecilerden kalifiye standartta olanları nispeten ülkelerine kabul ettiler. Avrupa ülkelerinde toplamda yaklaşık 10 milyon Suriyeli olduğu tahmin ediliyor. Fakat Afgan mültecilerden hiç biri Avrupa tarafından kabul edilmedi. Doktor dahi olsa oturma izni verilmedi.
Bunun iki büyük sebebi var. Afganistan terörle özdeşleşmiş bir ülke. El-Kaide gibi terör örgütleri bu ülkeden çıkmış durumda. Yine ülkenin şuan ki iktidarı da Taliban. Taliban bir çok ülke tarafından terör örgütü olarak kabul edilmekte. Doğal olarak gelen Afgan Mültecilerden bu terör örgütleri ile bağlantılı olanlar olabiliyor. Bu da Avrupa tarafından genel güvenliğe yönelik bir risk olarak kabul ediliyor. Diğer sebep ise Fanatik bir şekilde müslüman olmaları. Afganların kültürü bize kıyasla bile çok farklı. Devletlerin şeriatla yönetilmesi gerektiğine inanan bir çok Afgan bulunmakta. Bu Afganlar girdikleri topluma adapte olmak yerine o toplumu kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmek istiyorlar. Bu durumda bulundukları ülkede çok ciddi uyum sorunlarına yol açıyor.
Son olarak Afrika vatandaşlarını ele alalım. Afrikalı mülteciler için tek sebep ekonomik kaygılar. Ömürlerini fakirlik içerisinde geçiren Afrikalı mülteciler Türkiye'de çalışmakta ve Afrika'da yaşayan ailesinin geçimini sağlamak istemekte. Bu noktada Afrikalılar için durum daha kolay çözüme kavuşacak gibi gözüküyor. Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirmek için her mülteci grubuna ayrı bir çözüm getirmek gereklidir.
Mülteci Sorununa Kesin Çözüm - Üniversiteler
Her bir millet bakımından çözüm önerilerini ayrı ayrı ele alacağız. Fakat tüm Mültecilerden ayrı bir sorunumuz var. O da eğitim turizminin suistimal edilerek insan kaçakçılığı piyasasına dönüşmesi.
Ülkemizde sayıları yüzleri bulan üniversite açılmış vaziyette. Bu üniversiteler tam donanımlı bir eğitim verebilecek potansiyelde değiller. Tabiri caizse tek bir bina satın alıp bunu özel Üniversiteye çeviren yatırımcılar bulunuyor. Bu durum ülkenin kendi iç işleyişi ve istihdam açısından da son derece zararlı. Fakat burada çok daha büyük bir zarar bulunmakta. O da yabancı öğrenci kontenjanı. Türkiye'ye göç eden yabancılar bu özel üniversitelere kağıt üstünde kayıt olarak eğitim gerekçesiyle oturma izni almaktalar. Yabancının amacı eğitim görmek değil Türkiye'de yaşamak ve çalışmak.
Donanımlı bir özel üniversite yıllık dolar bazında 4 bin dolar ücret alırken bazı fason üniversiteler bin dolara yabancı öğrenci kabul etmekte. Bu durum insan kaçakçılığına evrilmiş vaziyette ve derhal bir soruşturma yapılması gerekiyor. Mülteci Sorununa Kesin Çözüm için ilk etapta bu yabancı mıknatısı Üniversitelerin tespit edilip kapatılması gerekiyor.
Mülteci Sorununa Kesin Çözüm - Suriyeliler
Aslında Türkiye'de bahsettiğimiz üzere pek çok ülkeden mülteci yaşamakta. Ancak Suriyeli mülteciler bu sorun kapsamında bir nevi günah keçisi ilan edilmiş vaziyette. Mülteci denilince Afgan'dan ziyade Suriyeli mülteciler akla geliyor. Bunun en büyük sebebi ise nüfus olarak çok kalabalık olmaları. Suriyeli mülteci sorununa kesim çözüm bulmak için ilk yapılması gereken eylem Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile anlaşmaktır.
Keza Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmelerini istiyorsak dönecekleri noktada onlara güvenli ve istikrarlı bir ortam sağlanmalı. Bu hususta son günlerde dış işleri bakanlığı nezdinde Suriye ile temaslar başladı. Zannediyoruz bu iletişimin amacı bahsettiğimiz üzere Suriyeliler için güvenli bir geri dönüş koridoru sağlamak. Tabi bu diyalog daha önceki süreçte iktidar tarafından yapılmış verilmiş sert demeçler ile zor ilerleyecek gibi gözüküyor.
Bir diğer noktada unutulmaması gereken bir husus var. Suriyeli mülteciler yaklaşık 8 yıldır Türkiye'de ikamet etmekte. Bu da ister istemez tüm hayatlarını buraya taşıyan mültecilerin Türkiye'de düzenlerini kurmuş olmalarını beraberinde getiriyor.
Çok enteresan bir asimilasyon sürecinin içerisindeler. Burada yaşadıkları 8 yıl içerisinde bir çok Suriyeli ailenin çocuğu Türkiye'de doğmuş vaziyette. Bu çocuklar mahalleden Türk arkadaşlara sahip ve Türk kültürü içerisinde büyümekteler. Türk okullarına gidiyorlar ve Türkçe konuşuyorlar. Arapça bilmeyen bir çok Suriyeli çocuk ülkemizde eğitim görmekte.
Tekrar belirtiyoruz Arapça bilmeyen çocuklar mevcut. Bu çocukların ülkelerine dönmesi dillerini bilmedikleri bir ortama girmeleri anlamına geliyor. Bu sorun Türkiye'de açılacak özel dersler ile dönmek isteyen Suriyeli ailelerin çocuklarına ve hatta anne ve babaya dahi Arapça dersi verilmesi ve psikolojik destek sağlanması ile kolaylıkla aşılabilir.
Her şeye rağmen dönmek isteyemeyen Suriyeliler nezdinde de sıkı bir göç politikası izlenmeli ve yaşam alanları Türkiye'de yer alan illere eşit olarak dağıtılmalıdır. Bu şekilde en azından bu konuda bir çözüm üretilinceye kadar sağlıklı bir ortam yaratılır ve toplum nezdinde oluşan baskı bir nebze olsun rahatlar. Özellikle Suriyelilerin iş gücünün yetersiz olduğu ve kalkınmakta olan sanayi şehirlerine yönlendirmesi zarardan çok fayda sağlayacaktır. Ağır işlerde çalışan Suriyeliler Türkiye sanayisinde şu aşamada ciddi bir rol sahibi olmaktadırlar. En azından doğu bölgelerinde yer alan sanayi şehirlerine kaydırılmaları o şehrin sanayisinin çok daha hızlı gelişmesine katkı sağlayacaktır. Bu durum Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirmese bile kısa vadede mültecilerin zarardan çok fayda sağlamasına vesile olacaktır.
Bu yazımızda ne yazık ki tek açıklayamadığımız ve çözüm üretemediğimiz husus ise Türkiye vatandaşlığını kazanmış olan Suriyelilerdir. Geçen günlerde içişleri bakanının açıkladığı verilere göre yaklaşık 120 bin Suriyeli Türk vatandaşlığı kazanmış vaziyette. Bu kişilerin kazanmış oldukları vatandaşlığı kaybetmeleri uluslararası kanunlara göre mümkün değil. Bu bakımdan bu kişiler için Mülteci Sorununa Kesin Çözüm önerisi ne yazık ki bulunmamakta.
Mülteci Sorununa Kesin Çözüm - Afganlar
Son iki yıldır Afgan göçmenler de ülkemize gelmeye başladı. Bunun en büyük sebebi yukarıda da açıkladığımız üzere Afganistan'ı ele geçiren Taliban. Aşırı şeriatçı bir örgüt olan Taliban'ın başa gelmesi ile Afgan vatandaşları ülkelerinde öldürülme korkusu ile göç etmeye başladı. Afgan mülteciler Suriyelilerden farklı olarak bize oldukça farklı bir kültüre sahipler. Suriye ülkesi bizim sınır komşumuz olması dolayısı ile oldukça benzer gelenek ve göreneklere sahibiz. Kaldı ki çok uzun bir süre Osmanlı Toprağı olması da bu benzerlikte çok büyük bir etken. Fakat Afganistan orta asyada bulunan bir Müslüman Devlet. Dini anlayışları dahi bize benzememekte. Bu da toplım nezdinde çok ciddi bir sosyal çatışma yaratmakta.
Afganistan da yaşayanlar geçimini çoğunlukla çiftçilik ve hayvancılık ile sağlamakta. Bu da Afgan mültecileri taşralarda ve köylerde yaşamaya itmiş durumda. Bu sebepten şehirlerde Suriyeli mülteciler kadar çok gruplaşmış değiller. Fakat azınlık olan kesimi bile aslında sosyal çatışmanin fitilini ateşleyebilecek nitelikte. Ancak yukarda da bahsettiğimiz gibi Afgan bir mülteci tarafından gerçekleştirilen bir suç infial yaratmakta. Ancak bu infialde hedefler Suriyeli mültecileri gösteriyor. Keza açıkladığımız üzere günah keçisi ilan edilmiş durumdalar.
Afgan Mültecileri göndermek ne yazık ki Suriyeliler kadar kolay değil. Keza yukarıda açıkladığımız üzere komşu ülkeyle yapılan bir anlaşma ve sağlanan güvenli bir koridor aslında Suriyelilerin ülkelerine dönmesi için yeterli. Ancak Afganistan'da Taliban anlaşılabilecek bir yapıda değil. Ülkelerinden kaçan Afganların geri dönmeleri hayatlarını kaybetmek ile sonuçlanabilir.
Bu bakımdan Afgan mülteciler için Avrupa ve Kafkas ülkeleri ile anlaşmak gereklidir. Yapılan ikili anlaşmalar ile Afgan mülteciler paylaştırılır ve toplumda göze batmayacak bir şekilde yaşamaları sağlanılabilir. Afgan Mülteci Sorununa Kesin Çözüm şu aşamada ne yazık ki bulunmuyor. Yalnızca daha çok Afgan'ın ülkeye giriş yapmalarını engellemek için sınır kontrolleri sıkılaştırılmalıdır. Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirmeyen bu durum sorunu büyümesine engel olacaktır.
Mülteci Sorununa Kesin Çözüm - Afrikalı Mülteciler
Afrikalı mülteciler; Libya, Sudan, Mısır, Somali, Gana ve diğer Afrika ülkeleri vatandaşlarından oluşmakta. Bir kısmı yukarıda bahsettiğimiz üniversite okuma bahanesi ile ülkemize giriş yaptı. Aslında Afrika kökenli mülteci sorunu yalnızca ülkemizin değil bütün bir dünyanın sorunu.
Uzun yıllardır sömürgeci devletler tarafından tüm kaynaklar yağmalanan Afrika ülkeleri açlık ve fakirlik içerisinde bırakıldı. Yemek ve su bulmakta dahi zorlanan bu ülkenin vatandaşları yurt dışına göç etmeye başladı. Son yıllarda bu mültecilerin yeni durakları ise Türkiye. Avrupa Birliği devletlerinin de yoğun bir şekilde Afrika kökenli mülteci popülasyonu barındırdığı biliniyor. Afrikalı Mülteci Sorununa Kesin Çözüm olarak yine bu kişileri sanayinin gelişmekte olduğu doğu kentlerinde ikamet ettirmek verilebilir.
Ülkemizde Mülteci Sorununa İlişkin Yapılan Çalışmalar
Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirmek amacı ile İç işleri bakanlığı harekete geçti. İlk olarak tüm şehirlerde il göç idareleri kuruldu. Bu idari yapılanmalar İçişleri Bakanlığına bağlandı. İl Göç İdareleri'nin temel amacı Türkiye'ye gelen düzensiz göçmenleri tespit etmek ve bunları kayıt altına almak oldu. Yine göçmenler içerisinde ülke güvenliğini tehlikeye düşürecek potansiyele sahip olanlar tespit edildi ve bu kişilere idari tedbir uygulandı. Çeşitli şartlara sahip olmayan yabancılara tahdit kodları verildi ve bu kişiler hakkında sınır dışı kararları alındı.
Ancak burada uygulamada karşılaşılan bir sorunu sizlerle paylaşmak istiyoruz. Bir yabancıya tahdit kodu verildiği ve hakkında sınır dışı kararı alındığını varsayalım. O kişi öncelikle idari tedbir altına alınıyor ve İl Göç İdarelerine bağlı geri gönderme merkezlerine yerleştiriliyor. İdari Tedbir alınmış olan bir idari karar yürürlüğe konulana kadar kişinin temel hak ve özgürlüklerinden olan hürriyet hakkını geçici olarak askıya almaktır.
Doğal olarak hakkında sınır dışı kararı verilen mülteciler İl Göç İdarelerine bağlı geri gönderme merkezlerine yerleştiriliyor. Ancak bu kişiler uluslar arası kanunların getirdikleri yükümlülükler sebebi ile imza atmadan ülkeden gönderilemiyorlar. İdari tedbirler maksimum bir yıl süresince geçerli oluyor. Ve bir yılın sona ermesi ile idari tedbir altındaki mülteciler serbest bırakılıyor.
Bu durum uygulamada sınır dışı kararı verilen yabancıların ülkeden gönderilmesinin önüne geçmektedir. Kaldı ki ülkemizde yine tahdit kodlarının yürütme tarafından keyfi kullanıldığı durumlar ile karşılaşılıyor. Örnek vermek gerekirse anne-baba ve 2 çocuktan oluşan bir Suriyeli aile düşünelim. Bu ailede baba hakkında sınır dışı kararı veriliyor ancak anne ve çocuklar Türkiye'de kalmaya devam ediyor. Bu ailenin ekonomik olarak yok olması anlamına geliyor. Bu hususta idarenin sınır dışı işlemlerinde daha dikkatli olmasını gerektirmektedir. Ancak bu şekilde Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirilebilir.
Mülteci Sorununa Kesin Çözüm Getirilebilir Mi ?
Dünya 21. yüzyıla ne yazık ki sıcak çatışmalar ile başladı ve bu şekilde devam ediyor. Savaşların doğal sonucu insan göçüdür. Ne yazık ki Türkiye jeopolitik konum olarak iç karışıklık yaşayan ülkelerin tam ortasında bulunuyor. Kaldı ki bu sorun yalnızca Türkiye ve Ortadoğu'nun da sorunu değil. Hala devam etmekte olan Rusya-Ukrayna savaşından kaçan milyonlarca Ukraynalı mülteci Polonya'nın yolunu tuttu. Savaş noktası ülkemize son derece uzak olmasına rağmen ülkemize gelerek savaştan uzaklaşmak isteyen Ukrayna vatandaşları da bulunuyor. Bu durum savaşların bölgesel değil global sonuçları olduğunu gösterir nitelikte. Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirmek bir yana sıcak savaşlar bu sorunun çiğ gibi büyümesine neden olacak vaziyette.
Açıkladığımız bilgiler Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirebilir mi bilinmez. Fakat tek bir şey kesin ki sınır kontrolleri sıkılaştırılmaz ve mevcut soruna ilişkin yeni bir anlayış getirilmezse mülteci problemi katlanarak büyüyecek. Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz ve vatandaşların iş bulmakta sıkıntı yaşamaları da doğal olarak okları mültecilere çevirmiş vaziyette.
Ufak bir örnek vermek gerekirse 2. dünya savaşı başlarında Alman ekonomisi çöküşün eşiğindeydi. Alman vatandaşları artan enflasyonla başa çıkmaya çalışırken Hitler önderliğinde ki Nasyonal Sosyalist Partisi bu krizin sorumlusunun Yahudiler olduğunu söyledi. Son derece öfkeli olan halk ise bu fikri hemen benimsedi. Bu durumun sonuçları ise hepimizin malumu.
Ülkemizde yaşanan mülteci krizine son derece temkinli ve uluslararası insan haklarına uygun bir şekilde yaklaşmak gerekiyor. Öfkeyle verilen kararlar uzun vadede ülkemiz için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Mülteci Sorununa Kesin Çözümü ararken aklı selim olmalı ve en doğru adımları bularak buna göre hareket etmek gerekir. Bu sırada infial yaratan ve toplumu kin ve düşmanlığa tahrik eden açıklamalardan kaçınmak gerekir.
Umut ediyoruz ülkemizde yaşanan Mülteci Sorununa Kesin Çözüm ivedilikle getirilir. Türk halkı özü gereği misafirperver ve anlayışlı bir halktır. Yardımsever ve ılımlıdır. Tepkimizi hayatını Türk kanunlarına uygun bir şekilde idame ettiren sıradan mültecilere değil içlerinde yer alan provokatörlere göstermek gerekir.
Yukarıda sayılan çözüm önerileri belli bir plan ve program çerçevesinde yürürlüğe konulmalıdır. Her bir mülteci grubu için ayrı bir çalışma yapmak gerekmektedir. Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirmek istiyorsak öncelikle mültecileri anlamalı ve amaçlarına ulaşmalarını sağlama konusunda yardımcı olmak gerekmektedir. Bu konuda bir çok ülkede çalışma grupları kurulmuştur. Birleşmiş Milletler de bu sorunun global olduğunu fark etmiş ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği adında bir komisyon kurmuştur.
Ancak bu çalışma gruplarının bile yetersiz kaldığı alanlar olmaktadır. Bu denli büyük bir mülteci popülasyonuna ev sahipliği yapan ülkemizde gerekirse Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirmek amacı ile bir bakanlık dahi kurulması gündeme gelmelidir. Keza ülkemiz istemsizce asimile olmaya başlamıştır. Bu durum kısa vadede ekonomik olarak kendini hissettirse de uzun vadede daha yıkıcı sonuçlar getirecektir. Umarız devlet uygulayacağı politikalar ile doğru adımları atabilir ve Mülteci Sorununa Kesin Çözüm getirebilir.
Mülteci Sorununa Kesin Çözüm yazımızı beğendiyseniz, Türkiye'de futbol hayatını sürdüren Suriyeli Futbolcular Yazımız tam da size göre.
Bu yazıya hiç yorum yapılmamış. İlk sen yorum yap.