Felsefe Taşı Nedir?

Birçoğuna göre ölümsüzlüğün sırrının anahtarı olan felsefe taşı ile merak ettiklerinizle karşınızdayız.

Felsefe Taşı Nedir?


Simya ilminde verilen bilgilere göre “Felsefe Taşı”, dokunduğu her nesneyi altına dönüştüreceğine inanılan önemli bir taştır. Bu taşı elde edebilmek için simyacılar tarafından birçok formül ve deneme yapılmıştır. Simyacıların iki büyük hedefinin en önemli anahtarı olarak görülmüştür. Bu iki büyük hedefler ise; Maddeyi altına çevirmek ve ölümsüzlüğü bulmak. Bu taşın her dokunduğu maddeyi altına çevirmesinin haricinde bu taştan yapılacak olan iksirin ölümsüzlüğü sağladığı düşünülür. Felsefe’deki Ezoterizm’e göre, insanın içinde saklı olan şey akıl ve bilgelik taşıdır. Bu taş hak’tan doğan hakikati arayışımızda yol gösterici taştır. Felsefe taşına ulaşmanın tek yol ise aramaktan geçmektedir. 

Simyanın bir diğer felsefesine göre felsefe taşı, aydınlanmanın sembolüdür. Simyacıların asıl amacı ise felsefe taşını bulmaktır. Bunu bulmak için buldukları diğer taşları sürekli olarak ateşle sürekli arıtıp, damıtırlar. Taş ile taşları birleştirip bunların üzerlerinde çalışırlar ve bilirler ki aslında taşları ateşle arıtırken, arındırdıkları şey taşlar değil kendi ruhlarıdır. En nihayetinde söylentiye göre bulunan taş en mükemmel haliyle felsefe taşına ulaşır. Felsefe taşının ölümsüzlüğe ve her şeyi altına çevirdiğinin söylenmesi aslında sembolik bir anlatım şeklidir. Altın, simyacıların gözünde bilgeliğin, aydınlanmanın sembolüdür. Bu yüzden felsefe taşı onların gözünde aydınlanmış yani bilge olmuştur.

Buna istinaden ‘Felsefe Taşı’da mutlak olana, tanrısal tözlüğe kavuşturan bilinçli nesne anlamına gelmektedir. Ve aynı zamanda bu taştan yapılan iksiri içip ölümsüzlüğe kavuşmak da ruhun ölümsüz olduğu kanaatini güçlendirmektedir. O halde kendi içinde tanrısal özlüğü bulmak isteyen kişi, tıpkı maddelerin saflaştırılıp en öz haline gelmesi gibi, kendi içinde dönerek kendini saflaştırmalı ve özüne dönmelidir. Bu şekilde ancak felsefe taşına ulaşabilir. Simyada felsefe taşına kavuşmak için kullanılan yöntemler ezoterik yöntemler olarak adlandırılır. Ezoterik, aydınlanma ve aşamalardan geçme anlamına gelir.

İnsan bilinci ise bu zamana kadar Felsefe Taşı diye adlandırılan sırdan daha büyük bir sır bulamamıştır. Bu mucizevî taşı bulmak için yola çıkmak, hikayelerde anlatılan gökkuşağının ardından bulunabilecek altın dolu sandığı aramaya benzer. Bu sırrın cevabını çoğu kişinin bildiği, bilen kişilerin taşa kolaylıkla ulaşabilecekleri ön görülmektedir. Bu sırı bilmeyen insanların ise felsefe taşına hiçbir zaman ulaşamayacakları düşünülür.

Felsefe Taşı


Felsefe Taşı Gerçek mi, Efsane mi? 

Elimizde olan bütün bilgiler, felsefe taşı denilen bu önemli maddenin “herkesin baktığı, fakat çok az kişinin gördüğü” bir şey olduğu olarak ifade etmektedir.
Pisagor dördüncü tabletinde şöyle bir bilgi geçmektedir; “Tüm fikir uyuşmazlıklarının merkezinde bilgelerin ağız birliği ne mükemmeldir. Hepsi, taşın yeryüzündeki en adi malzemeden yapıldığını söylüyor. Avama gerçekten maddenin bilinen ismini söylesek, cehaletimizin cüretine hayret ederler, ancak onun etkisini bilmiş olsalar, yeryüzünde var olan bu en değerli şeyi kesinlikle bir kenara fırlatamazlardı. Tanrı, sırrını kötü insanlardan ve günahkarlardan muhafaza etmiştir ki, onu kötü emelleri için kullanmasınlar.”
İnsanlar felsefe taşı konusunda iki farklı gruba ayrılabilirler; ayrılırlar. Felsefe taşının adını bir yerlerde duyan, ama onun orta çağa ait bir sahtekarlık veya efsane olduğunu düşünenler ile felsefe taşı diye bir bilgiyi hiçbir yerde duymamış olanlar. Edouard Le Berquier bu konuda şöyle der; “Sadece kültürlü insanlar öğrenmeyi sever. Cahiller ise ders vermeyi tercih ederler.” Maalesef çok az sayıda insan bu konuyu ciddiye alarak, felsefe taşının var olduğuna ve onu meydana getirmenin mümkün olduğuna inanır. Bunun yanı sıra bir başka ayrıma göre de inananlar yine iki gruba ayrılır; taşı metafizik bir obje olarak görenler veya taşı sadece fiziksel bir obje olarak görenler.
Felsefe taşının gerçekten var olup olmadığı konusuna gelirsek, Felsefe Taşı gerçekten bulunmaktadır, lakin daha az taş ve parçacıkları fırlatan ve pratik amaçlar için kullanmak için aşırı pahalı olan bir tabancadır.

Felsefe Taşı

Felsefe Taşı Ne Renk?

Felsefe Taşı çeşitli şekillerde tanımlanır: Eski metinlerde bu taşın kırmızı ve beyaz olarak iki şekilde görüldüğü belirtilmektedir. Bu renkler ise bazı simya hesabında önemlidir ve çoğunlukla sembolik anlamlara sahip olarak yorumlanmaktadır.

Felsefe Taşının Simyadaki Önemi 

Simya bilimine göre ilk maddeyi elde etmek, sadece bütün madenlerin türediği cevheri elde edebilmek değil, aynı zamanda maddi dünyaya gelmeden önceki saflık halini, yani ruhsal varlığın ilk halini elde etmek demektir. Bu yüzden aranan felsefe taşı, farklı yerlerde değil, bizzat insanın kendi gönlünde yani içinde bulunmaktadır. O halde kendi içerisindeki Tanrısal özü keşfetmek isteyen bir kişi, öncelikle kendini yorumlamalı ve tamamen özüne dönmek için kendi üzerinde çalışmalar yapmaktadır.

Nicholas Flamel

Nicholas Flamel Kimdir? 

Fransız simyacı Nicolas Flamel de ölümsüzlük ile ilgili araştırmalarda adı geçen bir isimler arasında bulunmaktadır. Ancak Nicholas Flamel’in diğer simyacılardan en büyük farkı felsefe taşı ile ünlenmesidir. Bu adam gerçekte yaşamış bir simyacıdır. Ve gerçekten Felsefe Taşını bulduğuna da çoğu insan inanmaktadır. Bulunan bilgilere göre 1330 yılında Paris'te doğmuştur. Hayatı hakkında maalesef tam anlamıyla net bilgiler yoktur. Zaten kendi döneminde ünlü bir simyacı olduğu belirtilmiş olsa da yazılan kitaplarda ismi geçene kadar günümüz dünyamızda pek tanınmayan birisiydi. Harry Potter kitapları ve dizilerinin yanı sıra Michael Scoot adlı biri de Nicholas Flamel hakkında kitap yazmıştır. Bu kitap bazı bilgileri edinmemize de ciddi katkılar bulunmuştur. Aşağıda yazılı olan bilgiler de bu kitaptan derlenmiştir. Şimdi Nicholas Flamel hakkında önemli detaylara bakalım.

Hikâyeye göre 25 Nisan 1382 tarihinde Nicholas Flamel uzun süren uğraşlar sonrasında Felsefe Taşını buluyor. Bu taşı kullanarak bir cıvayı altına dönüştürmeyi başarıyor. Bu sırada yanında yalnızca karısı bulunuyor. Bu bilgiye göre de bizlerin kafasında bir soru belirginleşiyor. Bu taşı gerçekten bulup bulmadığı hakkında kafamızı maalesef karıştırıyor. Lakin, felsefe taşı konusunda çalışmaları olduğu belli. Nicholas Flamel’in taşı bulup bulmadığı her ne kadar belirsiz olsa da o zamanlarda çoğu insan onun bunu başardığına inanmıştır ve ismi adeta efsane haline gelmiştir. 

Fransız simyacının ölümsüzlük ile ilişkisi ise gördüğü bir rüya sonrası belli olmuştur. Nicolas Flamel bir gece rüyasında bir melek görmüş ve meleğin elinde tam 21 sayfalık bir kitap yer almaktadır. Meleğin Flamel’e bu kitabın onun için önemli olduğunu ve hiç kimsenin yapamadığı bir şeyi onun, bu kitap sayesinde yapacağını söyler. Çok geçmeden Flamel’in sahaf dükkanında oturduğu bir gün, içeri bir Yahudi girer ve ona bir kitap satmak istediğini belirtir. Flamel ise yaşadığı bu durumu rüyasıyla ilişkilendirir ve hemen kitabı satın alır. Çok vakit geçmeden fark eder ki Nicolas'ın rüyasında gördüğü kitapla, satın aldığı kitap aynı kitaptır. Yaşanan bu olay, ölümsüzlük fikrinin ortaya çıkmasını oldukça şiddetlendirmiştir.

Nicolas Flamel'in bulduğu belirtilen ölümsüzlük iksiri ve felsefe taşı, simyacının ölümüyle birçok simyacıyı harekete geçirmiştir. Felsefe taşının Nicolas Flamel ile birlikte gömüldüğü söylentisi üzerine de iki hırsız Nicolas Flamel'in mezarını açmıştır. Karşılaştıkları manzara ise söylentileri güçlendirecek etkidedir. Hikâyeye göre hırsızlar Nicolas Flamel'i mezarında bulamamışlardır. Bunun ardından Nicolas Flamel'in ölümsüzlüğü bulduğu veya felsefe taşını ölmeden önce yok ettiğine dair söylentiler artmıştır. Bunun yanı sıra yıllar sonra Flamel'i yaşadığını görenler bile olmuştur. 


İlginizi çektiyse "Okuyunca Ufkunuzu Açacak 7 Kitap Önerisi" yazımıza da göz atabilirsiniz

Yorumlar (0 Yorum)

    Bu yazıya hiç yorum yapılmamış. İlk sen yorum yap.

Yorum yapabilmek için lütfen Giriş Yap